MERSIN KÜLTÜR MERKEZI

Mezitli

Mezitli İlçesi kimlik kartı

2008 yılında ilçe teşkilatı kurulmuştur. Nüfusu 2015 yılı sonu itibariyle 171.837 kişidir.

Kaymakamlık Tel:     0 324 358 11 05

Belediye Tel:             0 324 358 10 05

 

Pompeipolis/ Soloi / Soli (Viranşehir) Ören Yeri

Mezitli'nin yaklaşık 2 km. güneyindeki Viranşehir semtindedir.

Kentin erken tarihi konusunda bilinenler azdır. Soli’de bulunduğu öne sürülen ve bugün Berlin Staatliche Museen’de bulunan Luwice yazıtlı mühürler ve silahlar Orta Tunç Çağı’na tarihlenmektedir. Filozof Chrysippos ile matematikçi ve astronom Aratos’un İ.Ö. 3.yy.da burada yaşadığı sanılmaktadır.

Strabon’a göre Soloi-Pompeiopolis antikçağda Kilikia Trakheia (Dağlık Kilikia) ile Kilikia Pedias (Ovalık Kilikia) ‘ın sınırını oluşturmaktadır.

İ.Ö. 8-7.yy.da kurulduğu kabul edilen kentin Strabon, Akhaioslar ve Rhodos’taki Lindos’lular, Pomponius Mela ise Argos’lu ve Rhodos’lu kolonistler tarafından kurulduğunu yazmaktadır. İ.Ö. 1. binde Soli önemli bir liman olmuştur. İ.Ö. 6.yy. ortalarında başlayan ve Büyük İskender’e kadar süren Anadolu’daki Pers egemenliği döneminde de önemini korumuştur. İ.Ö. 5.yy.da özerkliğini koruduğu kendi adına sikke bastırmış olmasından anlaşılmaktadır.

Hellenistik dönemde Seleukos egemenliğinde olan bu liman kenti, parlak bir dönem yaşamıştır. Seleukos yönetiminin İ.Ö. 1.yy.da zayıflamasıyla Soli için de zor günler başlamıştır.Kral Tigranes, kenti yağmalayıp, halkını göçe zorlamıştır. Böylece, Kilikia için yağmacılık, esir ticareti ve kargaşa ile dolu korsanlık dönemi başlamıştır.Soli Pompeipolis

Romalı komutan Pompeius bu kargaşalığa son vermek için İ.Ö.67’de esir aldığı korsanların bir bölümünü Soli’ye yerleştirmiştir. Grekçe Soloi , Latince Soli olarak kullanılan ve “Güneş” anlamına gelen kentin adı, bu olaydan sonra Pompeiopolis ( Pompeius’a adanmış kent, Pompeius için kent ) olarak değiştirilmiştir.

Roma döneminde kent yeniden canlılığına kavuşmuştur. İmparator Hadrianus İ.S. 130’da Anadolu’ya yaptığı gezi sırasında Roma’nın eyaleti olan Kilikia’ya kadar gelmiştir. Soli’deki liman çalışmalarına parasal destek vermiştir. Hıristiyanlık döneminde bir piskoposluk merkezi olan Soli, 6. yy.da meydana gelen depremde zarar görmüş ve 7.yy.da da Arap akınlarıyla karşı karşıya kalmıştır.

19.yy.da Soli’ye gelen Avrupalı gezginler, kentte tiyatro, tapınak, hamam gibi yapıların ve nekropolisin bulunduğundan söz etmektedirler.

Günümüzde Soli antik kentinin çevresi yerleşim alanları ile dolmuştur. Sütunlu yol, höyük, antik liman, Roma hamamı , su kemerleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 1999 yılında Mersin Müzesi ve 9 Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Yağcı tarafından sürdürülen arkeolojik kazılarla Soli hakkında daha gelişmiş bilgiler elde edilmektedir.

Soli Pompeipolis Antik kenti; sütunlu yolu, antik limanı, hamamı ve akropolleri ile Mersin için farklı fırsatlar ortaya koymaktadır. Antik kentin kent ile mekansal buluşmasının yanısıra toplumsal ve ekonomik bütünleşmeyi sağlayacak program ve projeler gündeme getirilecektir. 

Antik kenti kentten koparan kelepçe durumundaki duvar ve tel örgüleri kaldırılarak, antik kent bir “Arkeopark” yaklaşımı ile ele alınacaktır.

a)Sütunlu Cadde

200 tane olduğundan bahsedilen sütunlardan bugün 33’ü ayaktadır. Bunlardan 4’ü batı, 29’u doğu sütun dizisine aittir. Korinth düzenindeki sütun başlıklarından bazıları figürlüdür. Ayrıca bazı sütunların yazıtlarından, caddeye bakan konsolların, Roma imparator ya da üst düzey yöneticilerin büstlerini taşıdığı anlaşılmaktadır. Son yapılan kazılarda ele geçmeye başlayan mermer heykeller bu durumu kanıtlayan en önemli buluntular arasındadır.

b)Soli Höyük

22 m. yüksekliğinde ve 300 m. çapındadır. Tepe üzerinde yapılan yüzey araştırmalarında Erken Demir Devrinden, Roma dönemine kadar tarihlenen seramik parçaları bulunmuştur. Kazılarla da mimari buluntuların yanı sıra çok sayıda amphora kırıkları,kandiller,dokuma ağırlıkları ortaya çıkarılmıştır.

c)Antik Liman

Kalıntılarının bir bölümü bugün de görülebilen liman, birbirinden 200 m. aralıklarla düzenlenmiş iki dalgakırandan oluşmaktadır. Bunlardan batıdaki daha iyi korunmuştur.

d)Roma Hamamı

Soli’de yüzeyde görülebilen mimari kalıntılardan biriside Roma Hamamıdır. Bu yapıdan da günümüze sadece birkaç duvar parçası kalmıştır.

Fındıkpınarı Kalesi

Mezitli’nin yaklaşık 40 km. kuzeyindeki asfalt yol ile ulaşılan Fındıkpınar yaylasındadır. Yaylanın bitişiğinde, duvarları ana kaya üzerine uydurularak yapılan kalede, aynı adı taşımaktadır.

Taş ve tuğla ile örülmüş duvarlar, kayaların üzerinde yükselmektedir. Doğu taraftaki dairevi yerin ortasındaki taştan yapılmış kule ve kuzeyde daha küçük olan yuvarlak burcu vardır. Etrafı odalarla çevrili, doğu ve güney kulelerine benzemeyen kuzeydeki kulenin ortası, ana kaya görünümündedir. Bu kulenin tam kuzeyinde ana kayadan oluşan düşey bir duvar vardır. Bu belki de burada kontrolün yapıldığı avlunun giriş kapısıdır.

Karmaşık planlı, yuvarlak kuleli bu garnizon kalesi, Ortaçağ Dönemine tarihlenmektedir.

Kaleburnu Köyü Kalesi

Mezitli’nin yaklaşık 20 km. kuzey batısında( Fındıkpınarı yolu üzerinde) bulunan Kaleburnu köyünün girişinde, yolun sağındaki yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Eteklerinde yapılan yüzey araştırmasında Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait seramik parçalarına rastlanmıştır. İç sur ve dış sur bulunmaktadır. Surların ve burçların bir kısmı ayakta kalmıştır.

Kuzucubelen Kalesi ve Ören Yeri

Mezitli’nin yaklaşık 24 km kuzeyinde Mezitli-Fındıkpınarı karayolu üzerinde, 450 rakımlı bu küçük gözetleme kalesi, uçurum dibindeki yüksek platoya dayanmaktadır. Köylüler tarafından Taş Kale olarak adlandırılmaktadır.

Kale iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Batıdaki bir gedik dışında duvarlar orijinal yüksekliklerine dayanmaktadır. İki kemeri çökmüştür. Ortaçağ mimarisinin tipik örneğidir. İç tarafındaki blokların kenarları çok miktarda harç ve küçük kaya parçaları ile doldurulmuştur. Kapı girişinde, kaldırılabilir ahşap bir seyyar merdiven kullanılmış olmalıdır. Yüksek seviyedeki diğer açıklıklar doğu ve güney duvarlarındaki dar deliklerdir. Gözetleme delikleri kapılara göre küçüktür. Daha üst seviyedeki tek giriş kuzeybatıdadır.

Bizans ve Roma dönemlerinde de iskan gördüğü anlaşılan kalede, kilise, sarnıç ve belki de manastır olabilecek yapı kalıntıları bulunmaktadır.